Mahkemede Şahitlik Nasıl Yapılır?
Şahitlik, bir davada olayları görmüş, duymuş ya da bilmiş kişilerin mahkemeye başvurup bilgi vermesidir. Şahitler, mahkemeye olayı anlatmak suretiyle dava sürecine katkı sağlarlar. Türkiye’deki yasal çerçevede, şahitlik yapabilmek için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu yazıda, mahkemede şahitlik yapmanın detaylarına ve önemli noktalarına odaklanacağız.
1. Şahitlik Yapabilecek Kişiler Kimlerdir?
Türk Ceza Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, şahitlik yapabilmek için öncelikle bir kişinin davaya dair bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bu kişi, olayın tanığı veya dolaylı olarak bilgiye sahip birisi olabilir. Şahit, davada yer alan taraflardan bağımsız olmalıdır. Yani, şahitlerin taraflar arasında yakınlık ilişkisi olmamalıdır. Örneğin, davanın taraflarından biriyle yakın akrabalık bağı bulunan bir kişi, bağımsız ve objektif olamayacağı için şahit olarak dinlenemez.
Ayrıca, şahitler 18 yaşını doldurmuş olmalı ve akıl sağlığı yerinde olmalıdır. Akıl sağlığı yerinde olmayan bir kişinin şahitliği geçerli sayılmayacaktır.
2. Şahitlik Başvurusu ve Bildirilmesi
Şahitlik için öncelikle davanın taraflarından biri veya davanın avukatı, mahkemeye şahitlerin ismini bildirir. Bu bildirim, dava açıldığında yapılabileceği gibi dava sürecinde de yapılabilir. Mahkeme, taraflardan gelen şahit bilgilerini değerlendirir ve hangi şahidin dinleneceğine karar verir.
Şahidin, mahkemeye bildirilmesinin ardından, mahkeme tarafından şahitlik yapmak üzere çağrılır. Şahit, davada tanıklık yapma yükümlülüğü taşır. Şahitlik yapmamak, yasal sonuçlar doğurabilir. Özellikle yalan beyanda bulunan veya gerçeği gizleyen bir şahit cezai sorumlulukla karşı karşıya kalabilir.
3. Mahkemede Şahitlik Süreci
Mahkemede şahit, öncelikle kimlik tespiti yapılacak ve ardından davaya ilişkin bilgisi sorulacaktır. Şahit, sorulan sorulara dürüst ve doğru bir şekilde cevap vermelidir. Verilen cevapların doğruluğu, davanın seyrini etkileyecektir. Şahit, yalnızca gördüğü, duyduğu veya deneyimlediği olayları anlatabilir. Şahidin kişisel görüşleri, tahminleri veya dedikoduları mahkemeye sunulamaz.
Şahitlerin ifadeleri genellikle şu sırayla alınır:
- Kimlik Tespiti: Şahit mahkemeye çıktığında kimlik bilgileri alınır. Bu bilgiler, şahidin doğru kimlikte olduğunu teyit etmek için gereklidir.
- Soru-Cevap Süreci: Şahide, davayla ilgili sorular yöneltilir. Şahit, sadece gördüklerine veya bildiklerine dair bilgi verir.
- Karşı Tarafın Soruları: Mahkemede, şahit hem davanın tarafları hem de avukatları tarafından sorgulanabilir. Karşı tarafın avukatı, şahitliğin güvenilirliğini sorgulamak amacıyla şahit üzerinde çapraz sorgu yapabilir.
4. Şahitlik Üzerine Cezai Sorumluluk
Mahkemede şahitlik yaparken, dürüstlük en önemli ilkedir. Şahit, doğru beyanda bulunmak zorundadır. Yalan söylemek veya gerçeği gizlemek, ciddi cezai sonuçlar doğurabilir. Türk Ceza Kanunu’na göre, yalan yere şahitlik yapan kişi, bir yıl ile beş yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılabilir.
Bunun yanı sıra, şahitlerin mahkemeye çıkmaması durumunda da bazı yaptırımlar uygulanabilir. Mahkemeye çağrıldığı halde şahitlik yapmayan bir kişi, zorla mahkemeye getirilebilir veya hakkında yasal işlemler başlatılabilir.
5. Şahitlikte Dikkat Edilmesi Gerekenler
Şahitlik sürecinde dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta vardır. Şahitler, yalnızca gördükleri ve doğru bildiklerini ifade etmelidir. Kendi tahminlerini, duyduklarını veya başkalarından duydukları bilgileri mahkemeye sunmaları yasaktır. Ayrıca, şahitlerin baskı altında olmadığından emin olunması gerekir. Şahitlerin üzerinde herhangi bir baskı oluşturulması, şahitliğin geçersiz sayılmasına neden olabilir.
Sonuç
Mahkemede şahitlik yapmak, ciddi bir sorumluluktur ve hukuki sonuçları vardır. Şahitlerin doğruluğuna ve dürüstlüğüne dayalı olarak davalar sonuçlanır. Bu yüzden, şahitler doğru ve net bir şekilde ifade vererek adalete katkı sağlamalıdır. Şahitlik, hukuki sürecin önemli bir parçasıdır ve herkesin adaletin sağlanmasına yardımcı olma yükümlülüğü vardır.